Bölgede kanser araştırma merkezi olarak yapılandırılan birinci ve tek merkez Ege Üniversitesinde hizmet veriyor
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği önerisi ile 1956 yılından itibaren her yıl 1-7 Nisan tarihleri ortası Kanser Haftası olarak anılıyor. Kanser Haftası hasebiyle açıklamalarda bulunan EÜ Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve EÜ Tıp Fakültesi Dâhili Tıp Bilimleri Kısmı Radyasyon Onkolojisi Anabilim Kolu öğretim üyesi Prof. Dr. Emine Serra Kamer, “Kanser, dünyada ve ülkemizde hastalığa bağlı vefatlar ortasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan kıymetli bir sıhhat sorunudur. Ülkemizde her yıl 1-7 Nisan tarihleri ortasında kamuoyunun kanser ile ilgili bilgilendirilmesi emeliyle pek çok farkındalık ve bilinçlendirme faaliyeti gerçekleştiriliyor. Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi de bir yandan hastalığın teşhis ve tedavisine yönelik bölgede değerli rol üstlenirken bir yandan da bilimsel projelerle literatüre ve klinik araştırmalara öncülük ediyor. Ayrıyeten kanser ile ilgili kamusal farkındalığın artması için tarama ve toplumsal sorumluluk projeleri yürütüyor” dedi.
İnsan bedeninde kanser hücrelerinin oluşumu ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Kamer “Kanser denetimsiz hücre çoğalması sonucu bedenin aşikâr bölgelerinde olağan dışı oluşumların gelişmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu oluşumların kan ve hematojen yolla yayılması olarak tanımlanan bir hastalıktır. Olağan hücrelerin hangi uyarıcı sistemlerle denetimsiz çoğalmaya geçtikleri üzerine pek çok düzenek kelam hususudur. Bu uyarıcı süreçler, her kanser tipi için farklılık gösterirken birtakım tümör tipleri düzeneklerin birden fazlasını taşımaktadır” dedi.
“Kanserlerin yüzde 90’ı çevresel, yüzde 10’u ise genetik”
Kanserin oluşumunda çevresel faktörlerin değerine dikkat çeken Prof. Dr. Kamer, “Kanserler yüzde 90 çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörlere bağlı olarak gelişmektedir. Kanserlere neden olan çevresel faktörler ortasında yer alan; tütün kullanımı, alkol tüketimi, fazla kilolu yahut obez olma ve kansere sebep olan enfeksiyonlara maruziyetin engellenmesi yahut aşılama yolu ile günümüzde görülen kanserlerin yüzde 30 ila yüzde 50 oranında önlenebileceği bilinmektedir.
Beslenme ve çevresel etmenler olağan hücrelerin kanserli hücreye dönüşümünde en çok suçlanan sebeplerden birisidir. Bilhassa kolon kanseri üzere sindirim sistemi kökenli tümörlerin beslenme alışkanlıkları ile münasebeti net olarak gösterilmiştir. Ayrıyeten istikrarsız beslenme ve obezitenin birtakım kanser tiplerinin oluşuma taban hazırladıkları bilimler çalışmalarla gösterilmiştir” diye konuştu.
Kemoterapi ve radyoterapi alan hastalara tekliflerde bulunan Prof. Dr. Kamer, “Kanser tedavisi sırasında sık uygulanan kemoterapi ve radyoterapi tedavileri, hastaların doktorlarının tekliflerini takip etmeleri, enfeksiyonlara yatkınlıkları nedeni ile toplumsal yaşantılarına ve beslenme nizamlarına dikkat etmeleri çok önemlidir” dedi.
“Merkezimiz yaygınlık ve risk oranlarını aktüel olarak takip ediyor”
GLOBACAN bilgilerine nazaran Türkiye’de 2022 yılında yeni teşhis alan hasta sayısının 250 bin kişi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kamer “Bölgede kanser araştırma merkezi olarak yapılandırılmış birinci ve tek merkez olan Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi, kanser kaydı ile hastalık yaygınlık ve risk oranlarını şimdiki olarak takip etmektedir. Birebir vakitte Ege Üniversitesi Hastanesi’nde teşhis ve tedavi sürecinde hasta ve hasta yakınlarına danışmanlık hizmeti verilmektedir. Merkezimiz pek çok bilimsel araştırma yürütmesinin yanı sıra, her yıl nizamlı olarak bilimsel toplantılar düzenlemektedir. Birebir vakitte erken teşhis ve kamunun bilinçlendirilmesi hedefi ile çok etkin Farkındalık Aktiflikleri yapmaktadır” diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
